Orta Çağ Felsefesi (Batı Orta Çağı)






1. Felsefe Tarihinin Bu Döneminin Temel Kavramları

Teoloji: Din bilimleri.

Patristik: Hristiyan felsefesinin ilk dönemi (Kilise Babaları).

İnanç: Akıl ile karşılaştırılan temel kabul.

Hristiyan Felsefesi: Hristiyan dogmalarına dayanan felsefe.

Skolastik: Hristiyan felsefesinin ikinci dönemi 

Akıl: İnancı temellendirmek veya açıklamak için kullanılan araç.

İslam Felsefesi: İslam dinî konularını ele alan felsefe.

2. Felsefe Açısından Tarih Cetveli (Dönemlendirme)

• Orta Çağ felsefesi, MS 2. yüzyıldan MS 15. yüzyıla kadar süren dönemi kapsar.

• Bu dönem iki ana düşünce geleneğine ayrılır:

    ◦ Hristiyan Felsefesi (MS 2. yüzyıl - MS 15. yüzyıl).

        ▪ Patristik Felsefe: MS 2. - 8. yüzyıllar arası.

        ▪ Skolastik Felsefe: Patristik dönemi takip eden süreç.

    ◦ İslam Felsefesi (MS 8. yüzyıl - yaklaşık 12. yüzyıl).


Orta Çağ Felsefesini Hazırlayan Ortam ve Karakteristik Özellikler

• Dinsel Yönelim: MS 2. yüzyıldan itibaren Hristiyanlığın güç kazanması ve filozofların Hristiyan öğretilerini kabul etmeye başlamasıyla felsefe dine yönelmiştir.

• İslam Dünyasındaki Gelişme: MS 8. yüzyıldan itibaren İslam dünyasında da felsefe, dinî problemleri ele almıştır.

• Antik Yunan Etkisi: Bu dönem felsefesi, Antik Yunan felsefesine —özellikle Platon ve Aristoteles gibi düşünürlerin ve Epikürcülük, Stoacılık, Yeni Platonculuk gibi okulların felsefesine— dayanmaktadır.

• Kavramsal Araçlar: Orta Çağ felsefesi, inancı anlamak ve açıklamak için ihtiyaç duyduğu kavramları, terimleri ve yöntemi Antik Yunan felsefesinden almıştır. Özellikle Platon’un idealar kuramı, ruhun ölümsüzlüğü ve Tanrı’nın varlığının kanıtlanmasına kaynaklık etmiştir.

4. Dönemin Karekteristik Özellikleri ve Antik Çağ Yunan Felsefesinden Ayrıldığı Temel Noktalar


Hristiyan Felsefesi

Hristiyan Felsefesinin Temel Özellikleri ve Problemleri

Temel Özellikler:

    ◦ Felsefenin merkezinde din, inanç ve Tanrı bulunur.

    ◦ Filozofların çoğu din adamlarından oluşur.

    ◦ Felsefe, teolojiye hizmet eden, dinî öğretileri temellendirmeyi sağlayan bir araçtır.

    ◦ Antik Yunan düşünürlerinin (özellikle Platon ve Plotinos) argümanlarından faydalanılmıştır.

    ◦ Maddi dünya, tanrısal gerçekliğin soluk bir gölgesi olarak görülür.


Dönemleri:

    ◦ Patristik Felsefe (MS 2-8. yy): Savunma felsefesi (apolojetik) olarak bilinir. Amacı, Hristiyanlığa yöneltilen eleştirilere karşı inancı akla dayalı kanıtlarla savunmaktır.

    ◦ Skolastik Felsefe (MS 8-15. yy): Amacı, aklın vahiyle gelenleri kanıtlaması, denetlemesi ve açıklaması için dinin önermelerine felsefi kavram üretmektir.

Temel Problemler:

    ◦ Tanrı’nın Varlığının Kanıtlanması Problemi.

    ◦ Kötülük Problemi.

    ◦ Tümeller Problemi.


Tanrı’nın Varlığının Kanıtlanması Problemi

Hristiyan felsefesinin öncelikli konularından biri, Tanrı’nın varlığının felsefi argümanlar ve gerekçelerle kanıtlanmasıdır. Başlıca kanıtlamalar şunlardır:

Kozmolojik Kanıt (İlk Neden Kanıtı):

  • Dünyadaki her değişmenin bir nedeni olması gerektiği fikrine dayanır.
  •  Nedenler zinciri sonsuza kadar gidemeyeceği için, kendisinin hiçbir nedeni olmayan bir ilk nedenin (Tanrı) var olması zorunludur.

• Teleolojik Kanıt (Düzen ve Amaç Kanıtı):

    ◦ Evrende bir düzen ve amaçlılık olduğu düşüncesinden hareket eder.

    ◦ Doğa, rastlantısal olaylar bütünü değil, düzenli bir varlık alanıdır. Bu düzeni ve amaçlılığı sağlayan sınırsız bilgi, güç ve irade sahibi olan varlık Tanrı’dır. (Boethius tarafından kullanılmıştır).

• Ontolojik Kanıt:

    ◦ Tanrı’nın varlığının, Tanrı kavramının kendisinden yola çıkılarak kanıtlanmasıdır.

    ◦ Tanrı, tanımı itibarıyla en yetkin ve kusursuz olandır. Var olmayan bir varlık en yetkin olamayacağı için, Tanrı kavramının kendisi Tanrı’nın var olduğunun kanıtıdır. (Anselmus tarafından kullanılmıştır).


Kötülük Problemi

• Tanımın Çekirdeği: Her şeyi bilen, her şeye gücü yeten ve mutlak olarak iyi olan bir Tanrı varken, kötülüğe neden izin verildiği sorusu etrafında şekillenir.

• Hristiyan Filozofların Yaklaşımı:

    ◦ Kötülük, iyiliğin noksanlığı (yokluğu) olarak değerlendirilir. Kötülük, belirli bir şeyin varlığını ifade etmez; belirli bir iyiliğin yokluğu anlamına gelir.

    ◦ Kötülük, insanın özgür iradesinin bir sonucudur.

    ◦ Augustinus'a göre kötülük, yüce tözden (Tanrı) yüz çeviren, aşağı seviyedeki şeylere dönerek oluşan iradenin ahlak bozukluğudur.


Tümeller Problemi

•Tanım: Tümeller tartışması, "Gerçekten tümel diye bir varlık veya kavram var mıdır? Eğer varsa nerede ve ne cinstendir?" sorularını barındırır.

Önemi: Bu sorun, Hristiyan felsefesinin kilise dogmalarını temellendirmesi açısından önemlidir. Kiliseye göre tümel varlık (İdea) Tanrı’dır. Tümel varlığın yok olması, Tanrı’yı da yok etme tehlikesi taşır.

Temel Görüşler:

    ◦ Kavram Realizmi (Realizm): Tümeller, Tanrı’nın zihninde gerçek bir varoluşa sahiptir. Bu görüş, Hristiyanlığın bu dünyanın geçici olduğu ve asıl gerçeğin öte dünya olduğu tezini temellendirmek için kullanılmıştır ve uzun yıllar kilisenin resmî görüşü olarak kabul edilmiştir.

    ◦ Nominalizm (Adcılık): Tümellerin gerçek varlıkları yoktur. Onlar yalnızca dilsel sözcük ve isimlerden (adlandırmadan) ibarettir. Bu görüş, Skolastik Dönem’in sonlarında etkili olmuş ve Hristiyan felsefesinin çöküşüne neden olmuştur.

    ◦ Konseptüalizm: Tümellerin, tekilin içinde var olduğunu savunan görüştür.

Orta Çağ felsefesi, felsefi birikimi korumaya ve geliştirmeye çalışan bir kütüphaneciye benzetilebilir. Bu kütüphaneci (Orta Çağ düşünürü), elindeki eski ve değerli metinleri (Antik Yunan felsefesi) alır, ancak bunları kendi kurumunun (din/teoloji) amaçlarına hizmet edecek şekilde düzenler, yorumlar ve sınıflandırır. Orijinal bilgelik (akıl) rafa kaldırılmaz, ancak inancın (kütüphanenin ana kuralı) doğruluğunu kanıtlamak için bir araç olarak kullanılır. Bu süreçte felsefe, bağımsız bir keşiften çok, zaten inanılan hakikatleri temellendirme yolculuğuna dönüşür.


notebookLM

Please Select Embedded Mode To Show The Comment System.*

Daha yeni Daha eski