1. Doğa Filozofları (M.Ö. 6. yy)
Neden önemlidirler?
- İlk kez evreni ve doğayı açıklarken mitlere (tanrısal hikâyeler) başvurmadılar.
- Bunun yerine akıl, gözlem ve mantığı kullandılar.
- Böylece felsefenin ve bilimin temellerini attılar.
Sordukları temel sorular:
- “Evrenin ilk nedeni (arkhe) nedir?”
- Çokluk nasıl açıklanabilir?
- Değişme ne anlama gelir?
Bazı filozoflar ve görüşleri:
Thales: Her şeyin kaynağı sudur.
Anaksimandros: Sonsuz ve sınırsız olan “Apeiron” her şeyin temelidir.
Herakleitos: Evrenin özü ateştir, her şey sürekli değişim halindedir. “Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz.”
Parmenides: Değişim yoktur, gerçek olan yalnızca “varlık”tır.
Empedokles: Her şey dört temel unsurdan oluşur: Su, hava, ateş, toprak.
Demokritos: Atomculuğun kurucusudur; evrendeki her şey atomlardan meydana gelir.
2. Sofistler (M.Ö. 5. yy)
Kimdirler?
Gezgin öğretmenlerdir. Konuşma, ikna ve tartışma sanatında ustaydılar. Derslerini para karşılığında verdikleri için eleştirilmişlerdir.
Görüşleri:
- Bilgi kesin değildir; kişiden kişiye değişir (görecilik).
- Protagoras: “İnsan her şeyin ölçüsüdür.” → Doğru ve yanlış, insana ve topluma göre farklıdır.
- Gorgias: Bilgi mümkün değildir, olsa bile aktarılamaz.
Önemi:
Bilginin ve ahlakın göreceli olabileceğini savunarak düşünce hayatına yeni bir bakış açısı getirdiler.
3. Sokrates (M.Ö. 469–399)
Sofistlere karşıdır. Onların aksine, evrensel ve değişmeyen doğruların var olduğuna inanmıştır.
Yöntemi: Soru-cevap tekniğiyle (Sokratik Yöntem / Diyalektik) insanların kendi bilgisizliklerini fark etmesini sağladı.
- Önce karşısındakine sorular sorar, çelişkileri ortaya çıkarır.
- Sonra onu doğru bilgiye ulaştırmaya çalışır.
- Ünlü sözü: “Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir.”
- Ahlak anlayışı: Erdem = bilgidir. İnsan iyiyi bilirse kötü davranmaz.
Önemi: Felsefeyi insanın iç dünyasına, ahlakına ve doğru yaşama yöneltmiştir.
4. Platon (Eflatun) (M.Ö. 427–347)
Sokrates’in öğrencisidir, hocasının fikirlerini sistemleştirmiştir.
İdealar Kuramı:
Gerçeklik ikiye ayrılır:
- Duyular dünyası: Değişen, yanıltıcı olan dünya.
- İdealar dünyası: Değişmeyen, mutlak gerçeklerin bulunduğu dünya.
- Duyular dünyasındaki varlıklar, ideaların yalnızca yansımalarıdır.
- Mağara Alegorisi: İnsanların duyularla algıladığı dünya, karanlık mağaradaki gölgelere benzer. Gerçek bilgiye ancak akıl yoluyla, idealar dünyasına yönelerek ulaşılır.
Ahlak ve siyaset:
- En yüce amaç, “iyi ideasına” ulaşmaktır.
- En adil devlet, filozofların yönettiği devlettir.
5. Aristoteles (M.Ö. 384–322)
Platon’un öğrencisidir; fakat hocasının “idealar” görüşüne katılmamıştır.
Gerçeklik: İdealar ayrı bir dünyada değil, bu dünyadaki varlıkların içinde bulunur.
Dört neden öğretisi:
Bir şeyi anlamak için dört yönünü bilmek gerekir:
- Maddi neden (neyden yapıldığı)
- Form (şekli, yapısı)
- Fail neden (yapan, üreten)
- Ereksel neden (amacı)
Ahlak: Mutluluk, erdemli yaşamdır. Erdem de “orta yol” ile sağlanır.
Mantık: Kıyas yöntemini geliştirerek mantığı sistemleştirdi. Bu yüzden “mantığın kurucusu” kabul edilir.
6. Helenistik Dönem Felsefesi (M.Ö. 4. yy sonu – M.S. 2. yy)
Tarihsel bağlam:
Büyük İskender’in fetihlerinden sonra kültürler kaynaştı, insanlar daha çok bireysel mutluluk ve huzur arayışına yöneldi.
Başlıca Okullar:
Stoacılık (Zenon): Doğaya uygun yaşamak, duygulara kapılmamak. Mutluluk akla uygun, erdemli yaşamdır.
Epikürcülük (Epikuros): Mutluluk hazda bulunur. Ama bu haz ölçülü ve ruhsal huzur veren haz olmalıdır.
Kinizm (Diogenes): Toplumsal kuralları reddeder, sade ve doğal yaşamı savunur.
Septisizm (Şüphecilik): Kesin bilgiye ulaşılamaz; bu yüzden hüküm vermekten kaçınılmalı, yargı askıya alınmalıdır.
Genel Sonuç
Doğa filozofları evrenin temelini aradı.
Sofistler bilginin göreceli olduğunu savundu.
Sokrates evrensel doğruların peşindeydi, ahlakı bilgiye bağladı.
Platon gerçekliği idealar dünyasında gördü.
Aristoteles gerçekliği bu dünyada temellendirdi, mantığı geliştirdi.
Helenistik filozoflar bireysel mutluluğa ve huzura odaklandılar.