Kötülük problemi, “kudretli ve iyi bir Tanrı'nın yarattığı evrende kötülük nasıl olur?” sorusuna odaklanır. Teistik dinlere göre Tanrı ‘iyi’dir. Onda kötülüğün zerresi yoktur. O eksiksiz ve kusursuzdur. Fakat böyle iyi bir Tanrı eğer gerçekten varsa, iyiliğin zıddı olan kötülük evrende kendine nasıl yer bulabilmektedir? Binlerce insanın hayatına mal olan bu depremlerin ve diğer afetlerin kaynağı nedir? Tanrı mı, doğa mı, yoksa her ikisi mi? Tanrı doğal felaketlere, hastalıklar ve savaşlara neden izin vermektedir, neden önlememektedir onları? Kısa ve kesin bir ifadeyle, 'Tanrı varsa kötülük yoktur, kötülük varsa Tanrı yoktur', denilebilir mi? Burada iman ile akıl arasında bir çatışma ortaya çıkıyormuş gibi görünmektedir: Tanrı’nın mutlak iyi olduğuna iman edilmektedir. Oysa akıl, eğer Tanrı mutlak iyiyse evrendeki bunca kötülüğe nasıl izin verebilmektedir diye itiraz etmektedir. Bu çelişki, yine akla dayalı bir temellendirmeyle çözüme kavuşturulmaya çalışılacaktır.
Kötülük probleminin geleneksel felsefi formülasyonları arasında ilk dikkat çekeni ilk çağ Yunan filozoflarından Epikuros'a aittir.
David Hume, “Tabiî Din Üzerine Diyaloglar” adlı eserinde Epikuros'a atfederek ortaya koyduğu ikilemsel formül, hâlâ verimli tartışmalara neden olabilmektedir. David Hume’un ifadesiyle kötülük problemi şu şekilde özetlenebilir:
“Tanrı, kötülüğü önlemek istiyor da önleyemiyor mu? Öyleyse o güçsüzdür.
Önleyebiliyor, ama önlemek mi istemiyor? Öyleyse o kötü niyetlidir.
Hem önleyebiliyor hem de önlememek mi istiyor? Öyleyse kötülük nereden geliyor?”
Buna göre;
-Tanrı her şeye gücü yeten, her şeyi bilen ve ahlaki olarak kusursuzdur.
-Eğer Tanrı her şeye gücü yetense, o zaman Tanrı bütün kötülükleri yok edebilir.
-Eğer Tanrı her şeyi bilense, o zaman Tanrı kötülüğün var olduğunu bilir.
-Eğer Tanrı ahlaki olarak kusursuzsa, o zaman Tanrı bütün kötülükleri yok etmek ister.
-Tanrı bütün kötülükleri yok etmeyi ister
-Kötülük vardır.
-Eğer kötülük varsa, o zaman Tanrı, ya bütün kötülüğü yok etme gücüne sahip değildir, ya kötülüğün var olduğunu bilmiyordur ya da bütün kötülükleri yok etmeyi istemez.
-Eğer Tanrı bütün kötülüğü yok etme gücüne sahip değilse ya da kötülüğün var olduğunu bilmiyorsa veya bütün kötülükleri yok etmeyi istemiyorsa o zaman Tanrı yoktur.
Kötülüğün varlığının, Tanrı’nın yokluğunun bir delili olduğu iddiasındaki bu akıl yürütmeye karşılık, kötülüğün haklı çıkartılmasına dayanan karşı argümanlar geliştirilmiştir.
“Kötülük problemine karşı özgür irade savunusu” bu itirazlardan biridir. Bu savunma, her şeye gücü yeten, her şeyi bilen ve sonsuz derecede iyi olan Tanrı’nın kötülüğün var olmasına izin vermesinde bir çelişki olmadığını vurgular. Dünyada her gün büyük kötülükler yaşanmaktadır. Savaşlar, katliamlar, insanların insanlara yaptığı zulümler, haksızlıklar yani her gün tanık olduğumuz tüm kötülükler mutlak iyi olan Tanrı’nın eseri değildir. Bu kötülükler insanın özgür iradesinin, insanların seçimlerinin eseridir. Bu kötülüklere hür irademizi kullanma biçimimiz neden olur. Tanrı bize özgür irade vermiştir. Özgür irademizi her zaman iyilik adına kullanmayız ve bazen kötülüğe sebebiyet veririz. Fakat yine de, özgür iradeye sahip olup onu kötüye kullanarak kötülüğe sebep olmak, özgür iradeye hiç sahip olmamaktan daha iyidir.
Bunu şu şekilde de özetleyebiliriz:
-Tanrı her şeye gücü yeten, her şeyi bilen ve ahlaki olarak kusursuz olandır.
- Eğer Tanrı ahlaki olarak kusursuzsa, o zaman bir kötülüğe izin vermeden büyük bir iyilik ortaya çıkarması olanaksızdır, Tanrı bu kötülüğü yok etmek istemeyecektir.
- Özgür iradeli olarak bir varlığın yaratılması büyük bir iyiliktir (ya da büyük iyiliklerin gerekli önkoşuludur).
-Kötülüğün var olmasına izin vermeden özgür iradeli bir varlığın yaratılmasını sağlamak olanaksızdır.
Buna göre kötülük problemi tanım olarak sakattır çünkü:
-Eğer bir kötülüğe izin vermeden büyük bir iyiliği sağlamak olanaksızsa, Tanrı bu kötülüğü yok etmek istemeyecektir
-Bir kötülüğe izin vermeden büyük bir iyilik (özgür irade) sağlamak olanaksızdır
-O halde Tanrı bütün kötülükleri ortadan kaldırmak istemeyecektir çünkü özgür iradeyi ortadan kaldırmadan bu imkansızdır
-Demek ki kötülük problemi sakattır, doğru değildir