Nietzsche ve Güç İstenci

On dokuzuncu yüzyıl Alman filozofu Friedrich Nietzsche, geleneksel Hıristiyan etiğini yerle bir etiğini açıklamıştı.. İşe ufaktan başladı ve Tanrı’nın ölümünü duyurdu. Tanrı'nın buna karşılığı ise -özellikle üniversitelerin erkekler tuvaletlerinde sıkça görüldüğü üzere-Nietzsche’nin ölümünü duyurmak oldu. Nietzche'nın Tanrı’nın ölümünden kastı, Batı kültürünün dünyaya dair metafizik açıklamalarını ve beraberindeki Hıristiyan etiğini aştığıydı. Nietszche, “Doğa dışı bir etik” öğrettiği için Hıristiyanlığa "sürü ahlâkı” adını veriyor, sürüye egemen “alfa erkek” olmak kötüdür diyordu. Nietzsche, Hıristiyan etiğinin yerine, güç istenci adını verdiği gücün yaşamı onaylayan etiğini kovdu. Übermensch ya da üstün-insan, sürü ahlâkının üstündcydı ve doğal gücünü ve üstünlüğünü sürü üzerinde özgürce gösterme hakkına sahipti. Konu altın kurala geldiğinde Fricdrich'in Tonv S oprano ekolünden olduğu açıktır. Haliyle Nietzsche Alman militarizminden lahana turşusuna kadar pek çok konuda suçlanmıştır.

Yirminci yüzyılın ortalarında en etik felsefe, meta-etikti. Filozoflar, “Hangi eylemler iyidir?” yerine, “Bir eylemin iyi olduğunu söylemek ne anlama gelir? ‘X iyidir’ demek sadece ‘X’i onaylıyorum’ mu demektir? A yrıca, ‘X iyidir ifadesi X gözlendiğinde veya X hakkında düşünüldüğünde hissedilen bir duyguyu mu ifade eder?” sorularını soruyordu. Duyguculuk adıyla tanınan bu tutum, ifadesini şu fıkrada bulmakladır:

A damın birisi Gelir Vergileri Müdürlüğü’ne şu mektubu yazar:“Gelir
vergisi beyannamemde hile yaptığım için uykularım
kaçıyor.Vergilendirilebilir gelirimi düşük gösterdim. Bu nedenle zarfa 150
dolarlık bir çek koyuyorum. Uyuyamamaya devam edersem kalanını
göndereceğim.”

PLATON BİR GÜN KOLUNDA BİR ORNİTORENKLE BARA GİDER |
T. CATHCART & D.  KLEIN | AYLAK KİTAP

Please Select Embedded Mode To Show The Comment System.*

Daha yeni Daha eski