Orta Çağ felsefesi, Batı'da Hristiyan Orta Çağ Felsefesi olarak;
(1) MS 2. ve 3. yüzyıldan 8. yüzyıla kadar olan Patristik felsefeyle ve
(2) 8. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren Skolastik felsefeden meydana gelir.
Her ne kadar esas olarak Skolastik felsefeyle anılsa da, bu felsefenin temelinde Skolastik felsefeyi önemli ölçüde şekillendiren Patristik felsefe bulunur.
Genel olarak, Patristik felsefe Hristiyan dini ve öğretisini, felsefenin kavramsal araçlarını kullanarak temellendirmeyi amaçlamıştır. Patristik felsefede felsefe, teoloji ve dinin doğruları bir bütünün ayrılmaz öğeleri olarak değerlendirilir.
Patristik felsefe şu iki temel çaba üzerine kuruludur:
● Kutsal metinlerin (Yeni Ahit) öğretilerine tam ve dakik bir anlam kazandırma, bu öğretileri serimleme çabası.
● Kilise Babaları'nın Hristiyanlığı savunma çabaları.
Patristik felsefe genel olarak "Kilise Babalarının (patres)" felsefesi olarak bilinir. "Kilise Babaları" deyimiyle "kurucu" anlamı kastedilmekteydi. Bu açıdan, Patristik felsefenin, Hristiyan felsefesinin sonradan üzerine inşa edileceği zemini yarattığı söylenebilir.
Patristik felsefenin üç dönemi vardır:
● MS 1. yüzyıldan 2. yüzyıla kadar olan dönem: Bu dönemde filozoflar Hristiyanlığın "hakiki felsefe" olduğunu savunmuş ve Hristiyan öğretiyi putperestlerin saldırılarına ve Gnostisizmin dini spekülasyonlarına karşı korumaya çalışmışlardır.
● 200-450 yılları arasındaki altın dönem: Bu dönemde Yunan felsefesi ve Hristiyanlık arasında, özellikle Yeni-Platoncu İskenderiye Okulu'nun etkisiyle yakınlaşma ve uzlaşma yaşanmıştır. Hristiyanlığın dogmalarını Yunan düşüncesinin kavramsal çerçevesiyle ifade etme çabaları, Aziz Augustinus'un felsefesiyle doruk noktasına ulaşmıştır. Hristiyan Orta Çağ felsefesine damgasını vuran Yunan filozofu, 12. yüzyıla kadar Platon olmuştur.
● 450 yılından 8. yüzyıla dek olan gerileme dönemi: Bu dönemde yeni bir düşünce ortaya konmamış, yalnızca daha önce ifade edilmiş doğrular ele alınıp işlenmiştir.
Patristik felsefenin önemli isimleri arasında şunlar sayılabilir:
●Clement
●Origenes
●Aziz Augustinus
●Sahte Dionyssos
Bu dönemde İdeaların gerçekliğin yapısını temsil ettiği ve duyusal dünyanın bu gerçeklik hiyerarşisinin sadece bir yansıması olduğu görüşü de savunulmuştur.
Patristik felsefede kavram realizmi, yani tümellerin zihnin dışında bağımsız bir varoluşa sahip olduğu görüşü benimsenmiştir. Ancak kavram realizminin panteizme yol açabileceği düşünülmüştür. Tümellerin varoluşu, değerlerin kaynağı problemiyle de ilişkilendirilmiştir.