Bilgi ve Bilginin Gerekçelendirilmesi*

Klâsik bilgi tanımının dayandığı üç ölçüt sırasıyla doğru olma, inanç ve gerekçelendirmedir. Gerekçelendirme veya haklılan-dımanın yapılabilmesi için ilk iki koşulun yerine gelmesi gerekir. Başka bir söyleyişle, önce P gibi bir bilgi doğru olacak ve P'nin doğruluğuna inanılması da şart olacaktır. Bilginin bu üçlü çözümlemesi Platon'un Theaetetus'undan beri bilinmektedir.

Bilgi, bilen ve bilinen arasındaki bilişsel sürecin ürünüdür. Bu süreçte elde edilen bilgilerin doğru bilgi olduğunun gerekçelendirilerek gösterilmesi zorunludur; aksi taktirde bu bilginin t' doğruluğundan sözedemeyiz. Bilginin doğruluğu önce o bilgiyi veren cümlenin anlamlı olmasına sonra da anlamlı önermenin dış dünyadaki gerçeklikle ilişkisini gösterecek haklılandırmayı yapmaya bağlıdır. Haklılandırma veya gerekçelendirme, gerçeklik üzerine olan bilgiyi ifade eden önerme veya cümlenin dayanaklarını ortaya koyma işlemidir.

20. yüzyıl felsefe akımlarından analitik felsefe, anlamlılık ile doğrulanabilirlik ilişkisini görüşlerinin temeline koymuşlardır. Analitik kurama göre, önermeyi gerekçelendiren veya haklı kılan ölçüt, önermenin doğrulanabilir olmasına bağlıdır. Bir cümlenin anlamlılığıyla, o cümlenin doğrulanabilirliği arasında bir paralellik vardır. Bir önermenin en azından ilke olarak doğrulanabilir olması, o önermenin anlamlı olmasına bağlıdır. Anlamlı cümlenin karşılığı olan olgusal dünya vardır ve böyle bir dünyada o cümlenin doğruluğu test edilebilir. Bu görüşe göre, doğrulanabilir önermeler doğru ya da yanlış değer alırlar, fakat anlamsız cümlelere bu tür değerler verilemez; çünkü onların olgusal dünyada bir doğru ya da yanlış karşılığı yoktur.

Analitik felsefe, önermelerin gerekçelendirilmesini dilin mantıksal çözümlerine indirgeyerek yapmaya çalışmışlardır. Bu nedenle, bugün gerekçelendirme önermelere ilişkin bir doğruluk durumudur. Varlığa ya da var olana ilişkin bir doğrulamadan çok, doğruluk, anlamlılık ve gerekçelendirme bilgi kuramı çerçevesinde ele alınmaktadır. Analitik felsefe, varlıksal unsurları tamamen bilgi kuramının dışına çıkarmaktadır. Sonuç olarak, bilgi felsefesinin üç temel unsuru (doğruluk, inanç ve gerekçelendirme), çözümleyici ya da deneyci-mantıkçı bakış açısıyla ele alınmaktadır.

*Kadir Çüçen, Billgi Felsefesi, Asa Kitabevi, 2001

Please Select Embedded Mode To Show The Comment System.*

Daha yeni Daha eski